Varlık ile yokluğun arasında araftaki mağara sana nara atarken hâlâ dalıverdim nara ayaklarda takat kalmadı mahlasım Adap ve de ahlâk ile sancak diktim ama bakışların inatla şantaj ayağa bi kalk bak kışın ardında yaz var kaldık yine hassas ve hasta Hatıralarımı tozlu raflarım hissetti aldım koltuk altına bi çin setti dostun yangınıyla kor ve dumanı içime de işlettim Ya gelinliğini giy ya da bana kefenimi giydir ve de bereketini de sindir bu kapımıza ama yine gerekir çilingir iyi günlerimizin ceremesi kimdir ?
Ya bırak beni kendimi terk edeyim Ya da gülümsesin bana dönmeyen dünya Ya öldür beni rahat edeyim Ya da gel yaşadığımı bi fark edeyim
Ağzımla kuş tutsam kuş gribi derler Suni kederlerim buz gibi terler Su bitti derler ama huni isterler Meydan şeytana kalır huri giderse Aşk dediğin bizi mutlu etmeli ama asla acıtmamalı ve açık yaraları sarıp kapamalı çile çekmeye alıştırmamalı Sensiz her anım vaktimi kanatır yâr için yanarım ve hapsimi yatarım Ben yaşayan bir ölüyüm sen de kabrimin azabı